5 Mart 2015 Perşembe

Bayburtlu Zihni

Bayburtlu Zihni

Bayburtlu Zihni (1795-1859), hem Divan hem de halk şiiri türündeki yapıtlarıyla tanınmış 19. yüzyıl şairlerindendir. Asıl adı Mehmed Emin olan Zihni ilköğrenimini doğduğu Bayburt'ta tamamladıktan sonra Erzurum ve Trabzon medreselerinde okudu. 20 yaşlarında İstanbul'a giden Zihni 10 yıl kadar çeşitli yerlerde kâtiplik yaptı. Yaşamının bu evresinde Divan şiiri türünde yazdığı şiirler ve kasidelerle tanındı. Daha sonra döndüğü Bayburt'u 1828'de Ruslar'ın işgal etmesi üzerine terk eden Bayburtlu Zihni, memleketine ancak işgal kalktıktan sonra döndü. 

1834'te gittiği Hac dönüşünde Mısır'a uğradı. Daha sonra Akdağmadeni'nde çalışan Bayburtlu Zihni kısa bir süre memurluk yaptığı Erzurum'dan, Tanzimat'ın ilanını izleyen günlerde ayrılarak İstanbul'a gitti. Donanma komutanlarından Reşid Paşa'nın Divan Kâtipliği görevini üstlenerek katıldığı Akkâ Savaşı'nda çekilen sıkıntı ve acıları yakından gördü. 1848'den sonra Anadolu'nun çeşitli yerlerinde memurluklarda bulundu. Bayburt'a giderken Trabzon yakınlarındaki Olasa (bugün Bahçeyaka) köyünde öldü.

Hem hece, hem de aruz vezniyle şiirler yazan Bayburtlu Zihni, gördüğü medrese eğitiminin etkisiyle Divan şairi olmaya özendiyse de bu alanda pek başarılı olamadı. Aruzla yazdığı şiirler ölümünden sonra oğlu tarafından Divan-ı Zihni (1876) adıyla yayımlandı. Ama asıl ününü hece ile yazdığı koşma ve destanlarla elde etti. Özellikle, 1828 Os-manlı-Rus Savaşı sırasında Bayburt'un gördüğü zararları duygusal bir dille anlattığı koşma biçimindeki ağıtı ile büyük ün kazandı. "Vardım ki yurdundan ayağ göçürmüş/Yavru gitmiş ıssız kalmış otağı" dizeleriyle başlayan bu şiir sonradan iki ayrı kişi tarafından bestelenmiştir. Akkâ Savaşı'nı konu aldığı "Akkâ Destanı", Bayburt'un yerli halkından ilginç kişileri yergi yoluyla anlatan "Otlakçı Destanı", "Eşek Destanı" ve "Ocak Destanı" bilinen dokuz destanı içinde en tanınmış olanlardır. 

Bayburtlu Zihni'nin, başından geçen çeşitli serüvenleri anlattığı şiirler, yergi ve destanları içeren "Sergüzeştnâme" adlı bir yapıtı vardır. Şairin yaşamıyla ilgili bilgiler vermesi ve sanatının değişik yönlerini göstermesi bakımından önemli olan bu yapıt basılmamıştır. Zihni'nin "Hikâye-i Garibe" adlı düzyazı ağırlıklı, basılmamış bir yapıtı daha bulunmaktadır. Bayburt'un ileri gelen ailelerinden birinin oğlu olan Abdullah Bey adlı bir gencin acılarla dolu 18 yıllık serüvenini konu edinen bu yapıtta, Zihni çağına göre ilginç bir çalışma ortaya koymuştur.

Zihni'nin yaşamı ve sanatı 1928'de Ziyaeddin Fahri Fındıkoğlu ve 1988'de Saim Sakaoğlu tarafından hazırlanan Bayburtlu Zihni adlı iki ayrı kitapta ele alınmıştır.

bayburtlu zihni ile ilgili görsel sonucu                            bayburtlu zihni ile ilgili görsel sonucu

Bâd-ı Sabâ Selâm Söyle O Yâra

Bâd-ı sabâ selâm söyle o yâra
Ya gelsin ya gidek o diyara biz
Kâtip, arzıhâlim yaz ki canana
Ayrılalı düştük ah ü zâra biz

Kâtip, arzıhâlim arşa dayandı
Can gurbette hasret nârına yandı
Herkes sevdiğinden doydu, usandı
Neden kaldık böyle bahtı kara biz

Namem hem okusun hem yâr ağlasın
Aşk oduna düşsün nâçar ağlasın
Sînesini dövsün her bâr ağlasın
Desin ki zulmettik Zihnî'zâra biz


Bayburtlu Zihni


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder